2 Nisan 2017 Pazar

30. Gün

Merhaba!

Bugün 1. ayımı dolduruyorum. Ama tabii ki şeker ve alkolün değil, sigaranın 1. ayı. Resmen bıraktım. Canım istemiyor, krizim zaten yok, sürekli yeme isteği de geçti. Gayet iyiyim.

Bir kez içmeyi denedim. Ne zamandı hatırlamıyorum, ama iki nefes alıp attım. Rahatsız ediciydi, boğazım acıdı, midem bulandı. Tertemiz olmuşum meğer. Bunu yaptıktan sonraki isteklere karşı koymak çok kolaydı. Zaten iğrenç bir şey, neden istiyorsun ki diyerek avuttum kendimi. Son birkaç gündür hiç umurumda değil. Bu arada hâlâ hayatımdaki herkes, beraber yaşadığım insanlar fosur fosur sigara içiyor. Çalıştığım masada sigarası var birinin. Yanımda kül tablası var. Ne rahatsız oluyorum, ne de salyalarım akıyor. Masada su bardağının varlığından farkı yok.

Şeker diyetini devam ettirememiştim, 8. gün bırakmıştım. İki bağımlılıkla aynı anda baş edilemiyordu. Artık sigara bağımlısı olmadığım için şekeri yeniden bıraktım. Bugün ikinci günü. O da umurumda değil (ergen oldum. HİÇBİRİNİZ UMURUMDA DEĞİLSİNİZ diye bağıracağım yakında). Kriz yaşamıyorum, işlerimi devam ettirebiliyorum. Ha bu arada, sigarayı bıraktıktan sonra iki kilo aldım. Onu da belirtmem lazım. Bir ayda iki kilo çok kötü değil aslında, ne yiğitlerin davula döndüğünü gördük. Aldıklarımla birlikte beş kilo verene kadar devam ettireceğim şeker diyetimi. Sonrasına bakarız artık.

Bu durumdayım kısaca. İlk birkaç gün ömrümden ömür gitti; ama iyiyim şimdi. Boğazım ağrımıyor, nefesim bana yetiyor, ağzım kokmuyor, durduk yere öfkelenmiyorum, elim titremiyor, elim kokmuyor. En önemlisi şu sonuncu ha. Iyk. Ah bir de sigaraya çok zaman harcıyormuşum, onu fark ettim. Şimdi en fazla çaya kahveye zaman harcıyorum. Onun dışında bütün gün benim, istediğim gibi çalışıyorum. Enfes.

Ne demiş ünlü şair, bırakgitsin.

14 Mart 2017 Salı

8-9-10-11

Merhaba!

Uzun süre yazmadım, evet. Ama bu, sigaraya döndüğüm anlamına gelmiyor. Bilakis, çok daha iyi ve istikrarlı bir şekilde devam ediyorum bağımlılığımla savaşmaya. Gerçi ortada bir bağımlılık kalmadı. Bu yüzden yazmadım zaten, gerçekten anlatacak bir şey yok artık.

8. Gün, büyük bir sınav vereceğimi söylemiştim. Verdim. Akşam muhteşem insanlarla oturduğum efsanevi rakı masasında sigara içmeden durabildim. Ha, kıtlıktan çıkmış gibi yedim ve su gibi içtim rakıyı, canım sigara istemesin diye; o ayrı. Bir ara sigara istedim gerçi çocuklardan, vermediler. Aslanlarım benim.

9. ve 10. gün de gayet rahat geçti, Ne canım istedi sigara, ne kriz geldi. Hiçbir şey olmadı. Bu iş bitmiştir dedim ki, 11. gün olan bugün canım sigara istedi. Elime paketi alıp geri bıraktım. Bunu yaparken zorlanmadım. Biliyorum, siz de merak ediyorsunuz ne hissedeceğinizi, ama boşverin. Merak uğruna içmeye gerek yok. Hem içtiğiniz her sigara, sonraki sigaranın habercisidir. Sırf bu yüzden içmeyin zaten.

Tatlı mevzusuna gelince, o iş bitti. Yiyorum yani. Yapacak bir şey yok, kendimi kesecektim biraz daha yemesem. Spora başlıyorum ama. Belki o zaman kendime kıymam.

Hah bir de, bundan sonra sadece kriz geldiğinde yazacağım. Krizi nasıl atlattığımı anlatacağım. Onun dışında yazacak bir şeyim olmuyor çünkü. Gerçekten dünya varmış. İnanın mutluyum. O öleceğim, bu kadar mutsuz olacağıma sigara içer üç yıl az yaşarım, parası da umurumda değil mevzuları ilk haftadan sonra bitiyor. Sonrakiler sadece merak. Bırakabilirsiniz yani. Ben uç uca eklerdim. O kadar uç uca eklerdim ki, bıraktığım günden beri içmediğim sigara sayısı 200'den fazla. İnanabiliyor musunuz? Sırf izmaritleri bile kocaman bir yığın olurdu!

Hadi kalın sağlıcakla, sigarasız.

10 Mart 2017 Cuma

7. Gün

Merhaba!

Bir haftayı doldurmama saatler kaldı. Üstelik son derece iyiyim. Bugün de canımın sigara istediği oldu elbet, ama moral bozukluğu, sinir, gerginlik gibi şeyler yaşamadım. Baş ağrısı, dönmesi de olmadı. Birinci hafta dolarken belki de bitiyordur. Tabii iki gün önce yaptığı gibi beni kandırıyor olabilir de.

Bugün yaşadığım ilginç bir şeyden söz etmek istiyorum. Gün içinde aşırı az yiyince, akşam kardeşimle bir çılgınlık yapmak isteyip çiğ köfte söyledik (çiğ köfte macera doludur çünkü). Yerken isyan ettim, tadı çok yoğundu! Söylenince, öyle bir şey yok, sigarayı bıraktığın için tat alma duyun iyileşti dediler. Ben hep bu kadar tat alıyor olsaydım yemek yemezdim ki! Her şeyin tadı çok yoğun. Midem ondan bulanıyormuş demek.

Bir de günah işledim. Bir bar %80 kakaolu çikolata yedim. Onu da bir daha yiyeceğimi sanmıyorum.


Yarın büyük bir sınav vereceğim. Bakalım neler olacak. 

9 Mart 2017 Perşembe

6. Gün

6. günden merhaba!
Yine biraz dünden söz edeceğim. Dün akşam kötü şeyler olacaktı ki durdum. Masanın üstünde iki dal sigara bırakmış kardeşim, öbür kardeşimiz için. Ben de geç saate kadar çalışmak zorunda kalınca, az daha birini alıp içecektim. Gerçekten zor tuttum kendimi. Uzun süre başım ağrıdı, başım döndü. Dün sözünü ettiğim kadar atlatamamışım demek ki.

Bugüne gelecek olursak, aşırı huysuzum. Ona buna çattım durdum. Bir ara sigarayı bıraktığımı unutup masada sigara aradım. Şimdi biraz daha iyiyim; ama bakalım nereye kadar böyle gidecek.

Öğlen aşırı acıktım. Karnım mı aç, yoksa nikotin yokluğumu çekiyorum bilemediğim için normal öğün saatime kadar bekleyip öyle yemek yedim. Bu bayağı mantıklı oldu; böylece bütün gün eşek yüküyle yemiyorum. Tatlı istedi canım, ama sadece yarım elma yedim yine. Dünkü gibi çılgın krizler gelmedi, ilginç bir şekilde.


Yine bol bol su ve kahve içtim. Bunlar gerçekten iyi geliyor. Sigarayı Bırakmak isimli uygulama da çok iyi geliyor. Örneğin şu an itibariyle, içmediğim sigara sayısı 109. İnanılır gibi değil! Daha altıncı gün olmasına rağmen vücudumu kocaman bir sigara yığınından kurtardım. Cebimde kalan para 50 lira. Bunlar şahane motivasyonlar, mutlaka faydalanmalısınız. Hadi kolay gele. 

8 Mart 2017 Çarşamba

5. Gün

Merhaba!

Sigara,  tatlı ve alkol yokluğuyla sınandığım 5. gün bitmek üzere. Bugüne geçmeden önce dün gece yaşadıklarımdan söz edeceğim.

Dün gece, ilk kez yanımda sigara içtiler. Hem de öyle böyle bir içmek değil. Camel Soft’ları uç uca eklediler, hunharca çekip üflediler. Umurumda olmadı! Gerçekten, ne rahatsız oldum, ne de canım çekti. Tamamdır, bitmiş bu iş dedim. Yani 4. günün son saatlerinde bitiyor canısılar, hadi yine iyisiniz!

Dün eşşek gibi yoga yapmadım. Bugün de henüz yapmış değilim. Bu arada saat 19 falan şimdi. Bugün hiç çalışmadım bir de. Malum, 8 Mart! Feminist bir kadın olarak, insanların yazdıklarını takip ettim, yazdığım yazıya gelen tepkilerle ilgilendim, birazcık kendimle gurur duydum filan. 8 Mart’ınız umutlu olsun kadınlar!

Henüz hiç sigara içmek gibi bir isteğim olmadı. Zaten dün büyük bir sınav vermiştim. Ama aşırı enerjisizim. Şeker almamaya biraz daha devam edersem öleceğim bence. Bir armut yedim, of çok tatlıydı. Midem bulandı. Ay bir de, bir an dayanamadım, fıstık ezmesinin kavanozunu açtım, elime bir çay kaşığı aldım, sonra kavanozu kokladım, kapağını kapatıp kaşığı da kavanozu da yerine koydum. Adeta Kemalettin Tuğcu romanından fırlamış bir karakter, Medine sokaklarındaki bir fukara idim. Güldüm kendime.

Başım ağrıyor bugün de, odaklanma sorunum pek yok, ama canım çalışmak istemiyor. Baş ağrım kuvvetle muhtemel şeker eksikliğinden. O konuda ne yapacağımı hiç bilmiyorum. Yarın bir kilo baklava yermişim.

5. gün için önerilerime gelince, aynı şekilde bol su için. Kendinizi sürekli aç hissedebilirsiniz; aç falan değilsiniz. Bir şeylerin krizi, alışkanlığı o! Çereze falan dadanmayın, marul yiyin, salatalık yiyin çok istiyorsanız. Sonra bir de kilo aldım diye depresyonlara girmeyin. Zaten aşırı depresif bir süreç bu. Bir de söylemedim hiç, ama aşırı sakız çiğniyorum (normal sakız, nikotin sakızı değil). Belki faydasını görmüşümdür. Ayrıca yüzümde birkaç sivilce çıktı! Bunu da bir yerde okumuştum, önce birkaç sivilce çıkar, sonra yüzünüz temizlenir diye. Why god, why, diye ağlamak istesem de, yapacak bir şey yok. Sanki sigara içmeden önce ya da içerken şahbazdan başka bir şeye benzeyen bir suratım vardı da, şimdi ağlıyorum. Hadi benim çalışmam lazım! Yarın görüşürüz.


7 Mart 2017 Salı

4. Gün

Merhaba!

Tam 77 saattir sigara içmiyorum. 72’yi geçtiğime göre, artık bağımlı değilim. Vücudumda nikotinin kırıntısı kalmadı. Üstelik bugün kendimi şahane hissediyorum! Ciddiyim! Başım ağrımıyor, uyuşuk değilim, işimi gücümü yapıyorum. Sadece sabah sigarayı bırakmak hakkında bir şey okurken aklıma geldi sigara içmek. O da hemen geçti.

Aslına bakarsanız dün geceden beri kriz gelmiyor. Ne zaman ki kalktım yoga, ardından nefes egzersizi yaptım, sigara isteği gitti. Nefesle geçekten ilgisi var galiba. Kesinlikle tavsiye ederim. Her neyse, bugüne geri döneyim. Hatta dönmüşken hemen bir konuya açıklık getireyim. Sigarayı bırakmak kilo aldırmıyor! Önceki yazımda da belirttiğim gibi şekeri ve alkolü de bıraktım. Bu sabah tartıldığımda 700 gram vermiştim. Hadi bakalım! Bütün iş, o açlık hissinin mideden gelmediğini bilmekte, bol bol su içmekte, biraz da hareket etmekteymiş. Şekerin yokluğunun bu konudaki etkisini saymıyorum bile! Bu arada bugün şeker konusunda da daha iyiyim. Sabah çeyrek armut yedim, dün sözünü ettiğim gibi düşüp bayılmamak için, vallahi yine midem bulandı. Hayırdır inş.

Çok komik bir şey var, şu Sigarayı Bırakmak isimli Android uygulamasını kullanıyorum. Fotoğrafı koymayı becerirsem göstereceğim, şimdiye kadar içtiğim sigaralar cebimden 7300 lira, ömrümden 3 ay götürmüş. Ömrümden götürdüğünü pek umursamadım (hatta dün uygulamada üç gündür sigara içmediğim için ömrüme eklenen 8 saati görünce isyan etmişim, bana 8 sigara verin, saat istemiyorum ben diye); ama 7300 lira çok canımı yaktı. Aynı uygulamaya göre %45,9 oranında bırakmışım sigarayı. Hadi göreyim kendimi!


Velhasıl kelam, o 72 saati atlattıktan sonra gerçekten bir şey yok. Nefes alıyorum yahu! Yediğimin tadını alıyorum! 700 gram verdim! Öfkeli ya da mutlu olmam, sakinleşmem sigara salağına bağlı değil, tamamen bana bağlı. Endorfin ve serotonin hormonlarımın kontrolü de nikotinde değil, güzelim beynimde. Bence kırın içinizdeki zincirleri, açın sigaranın taktığı kelepçeleri. Yapabilirsiniz! 

6 Mart 2017 Pazartesi

Sigarayı, şekeri ve alkolü 4 Mart 2017 tarihinde bıraktım. Bugün 3. Günüm. Bu bloğu yazma sebebimse, hem kendimi zorluklarla dolu bu serüveni devam ettirmeye cesaretlendirmek, hem de bu yola girmek isteyen birileri denk gelir de okursa, nikotin krizlerine, tatlı aşermelerine, alkol istemelerine çare olmak.

İlk iki gün aklıma blog açmak gelmedi (acaba neden?). Hatta koltukta oturmaktan başka bir şey gelmedi. Bu yüzden şimdi açıyorum. İlk yazım sigaraya başlama serüvenimi, şekerle aramdaki aşkı, alkolle ne sıklıkta münasebet kurduğumu, hepsini bırakmaya nasıl karar verdiğimi ve ilk üç günümü anlatacak. Haydi, hepimize kolay gelsin!

Şekerle başlayalım, en kolayı o. Ben şekere aşığım. Bitti. Bu kadar. Kapitalist, cüzdanına ne hissederse, obsesif, aşığına ne hissederse, acı çeken, morfine ne hissederse onu hissediyorum. Kurabiye, yemeyi en sevdiğim şey. Çikolata yemediğim gün yok. Gergin ya da üzgün olduğum günlerde bir elimde Biskrem, öbüründe sigara şeklinde evde volta atmışlığım çoktur. Daha önce bir kez sıfır şeker diyetiyle, şekerle arama mesafe koydum. Evet, meyve dâhil, hiç şeker almadım. 4. gün sinir krizi geçirdim, ama devam ettim. 11. gün, kalan son iki kiloyu da vermiş halde markete bir koşuşum var, görmeniz lazım. Kıtlıktan çıkmış gibi saldırdım Magnum’a, Hanımeller’e, Pankek’e vs. (o iki kilodan önce verdiğim 6 kilonun da, o iki kilonun da gramını geri almadım).

Alkole gelince, alkolik falan değilim. Haftada bir, en fazla iki kere içerim. Tek başımayken içmem. Yılda en fazla birkaç kere sarhoş olurum. Sert içkileri hiç sevmem, biradır, ucuz şaraptır, paramız çoksa rakıdır, o kadar. Alkolü bırakma sebebim, şeker. Şeker bağımlılığımı aşmaya çalışıyorum madem, vücuduma işlenmiş şeker hiç girmemeli. Alkolde de bu olduğu için içmemeye karar verdim. Onunla sorun yaşayacağımı düşünmüyorum. Kriz geçirdiğimde sigaradan ve şekerden olacak.

En ilginç hikâyem sigarayla. Şu an 27 yaşındayım, sigaraya 25 yaşında başladım. Ona da başladım denmez aslında. Şöyle ki, 2015’in şubat ayında Ostim’de bir şirkette işe girdim. İşimden ve şirkette küfürler savurarak yürümekten başka bir şey yapmayan patronumdan nefret ediyordum. Bir süre sonra o ne zaman küfretse, sigaramı alıp aşağı inmeyi alışkanlık haline getirdim. Paket taşımaya o zaman başladım. Sonra o işten ayrılınca bıraktım paketi falan. Ama 2015’in yazı ömrümün en kötü günlerini geçirdiğime inandığımdan (en kötülerini 2016’da görecekmişim, bu daha başlangıçmış), evin içinde öfkeyle volta atarken elimde bir şey olmasına ihtiyaç duydum. O şey, tabii ki sigaraydı. Bu sırada bağımlılık haline geldi. İki günde bir paket bitirirken, günde bir pakete çıktı, sonra günde bir buçuk oldu. Bir ara azalttım, sonra yine çoğalttım derken derken 2017’nin martına geldik. 2016’nın eylülünden beri ilginç bir şekilde son derece sakin ve mutlu bir hayatım olduğu için (gözü değenin gözü çıksın) artık sigarayı bırakabileceğimi düşündüm. Ve bu noktaya geldim.

3 Mart 2017 tarihinde sigarayı, şekeri ve alkolü bırakmayı kafama koyup, ertesi gün kararımı hayata geçirdim. Şu an ayın 6’sı, bırakışımın 3. günü. Başlayalım o halde.

-1. Gün-
Ayın 4’ünde, yani ilk günümde gerçekten hiçbir şey hissetmedim. Bunun nasıl olduğunu bilmiyorum. Belki sabah kalan son sigaramı içip öyle bıraktığım içindir, belki önceki gece çok sigara içtiğim içindir, emin değilim. Ama çok sakin geçti. Akşama doğru biraz başım ağrımaya başladı, o kadar.  
Öfke hissetmedim, işlerimi yapabildim, keyfim yerindeydi. Bir tek kabızlık çekmemek için kefir içtim, kahveyi azalttım. Bir de aşırı susadım.

-2. Gün-
İkinci günüm dündü. Yogaya başladım. Nefesimin çok dar olduğunu fark ettim, akciğerlerimin çok güçsüz olduğunu. Ben böyle değildim eskiden, dedim. Üzüldüm. Ne kadar doğru bir karar verdiğimi bir kez daha anladım.

Ama işin başka yönlerinde aynı tabloyu göremedik. Öğleden sonra başım çok ağrımaya başladı, öfke duymaya başladım. Karnım hep açtı, odaklanamadım. Hiç çalışmadım zaten, bütün gün koltukta film izledim. Sadece bir kez, dediğim gibi yogaya kalktım, o kadar.
Sigaraya değil; ama tatlıya geri dönecektim az daha. Mutfaktaki fıstık ezmesine sürekli elim gitti. Dokunmadım. Ne meyve yedim, ne onu. İkinci günün en zoru olduğunu biliyordum, sanırım bunun büyük faydasını gördüm. 72. saatten sonra her şey kolaylaşacaktı, ben neredeyse yarısını geride bırakmıştım.

-3. Gün-
Öldürün beni! Sigaraya başlayan aptaldır, bırakmaya çalışan iki kat aptaldır dedim durdum bütün gün. Eşek yüküyle yemek yiyordum ki; daha yerken acıktığımı fark edince söz konusu açlığın midemden gelmediğini fark ettim. Bu bilinçle, yemeyi bıraktım.
Günün büyük bir kısmında başım döndü (şimdi de dönüyor). Kolumu kaldıracak takatim yoktu. Acaba meyve yesem mi, diye düşündüm. En azından vitamin girsin vücuduma, günde bir elmadan ya da yine günde bir armuttan bir şey olmaz zahar diye düşündüm. Emin olamadım; ama zaten markete gidecektim, 3 gündür sigara almadığım için cebimde kalan 30 lirayla et alıp akşama ziyafet çekecektim. Markette başım fıldır fıldır dönünce elma aldım. Eve kendimi dar atıp o elmayı yediğimdeyse, beş tane Brownie Intense yemişçesine midem bulandı, kan şekerim fırladı. Ne olduğunu anlayamadım.

Odaklanma sorunlarım azaldı bugün. İki tane yazı yazdım, birazdan çeviri yapacağım. Yoga yapmaya henüz vakit bulamadım, ama bu yazı bitince onu da yapacağım. Yoganın, ve yoganın içerdiği derin nefeslerin gerçekten büyük faydasını görüyorum. Bu arada ilginç bir şey oldu, kulağım çınladı yemek yaparken bir süre. Niye öyle olduğunu anlamadım. Sigara ya da şekerden yokluğundan mı, öylesine mi oldu, bilmiyorum. Birileri dedikodumu yaptıysa da, aynen iade ediyorum söylediklerini. Hıh!

Dediğim gibi, bugün çok zor bir gündü; ama çok şey de öğrendiğim bir gündü. Bir kere o açlık hissi yalan! Karşı konabiliyor. Yok efendim, sindirim, boşaltım sistemime çok iyi geldi, sigarayı bırakırsam ne yaparım da yalan. Çılgın gibi su içiyorsunuz zaten. Bir de kefir içerseniz bir şeyiniz kalmaz. İşlerimi yapamam da bahane, üçüncü gün çatır çatır yapıyorum. Cumartesine denk getirin bırakma olayını, çok kötüyseniz pazartesi de izin alın. Ne yapalım. Tatlı mevzusuna gelince, henüz sinir krizi geçirmedim, kimseyi öldürmedim, bileklerimi kesmedim. Şekerin, kokainden sekiz kat daha fazla bağımlılık yaptığını, şekere karşı hissettiğimin masum bir şey olmadığını, psikolojime iyi miyi gelmediğini, kendimi kandırdığımı söyleyip duruyorum. Hem, iki bağımlılığımla birden başa çıkmak ve böyle büyük bir zafer elde etmek beni sigaradan da, çikolatadan da daha mutlu edecek!

 Yarın 4. günde görüşmek üzere.